İstanbul ve İzmir'de yaşayanlar aman dikkat! Tehlikenin adı bu kez deprem değil

İstanbul ve İzmir, iklim değişikliği kaynaklı deniz seviyesi yükselmesi tehdidi altında! Küresel Denge Derneği'nin son raporuna göre, bu iki büyük şehirdeki kıyılarda bulunan önemli tarihi yapılar, saraylar ve İzmir'deki tatil beldeleri, deniz seviyesindeki yükselme nedeniyle büyük risk altında. İklim değişikliğinin etkileri artarken, bu rapor, kıyı bölgelerinin geleceğini düşündürüyor.

İstanbul ve İzmir'de yaşayanlar aman dikkat! Tehlikenin adı bu kez deprem değil

İstanbul ve İzmir'de Deniz Seviyesi Yükselmesi Alarmı! Hangi İlçeler Tehlikede?

Küresel Denge Derneği tarafından hazırlanan "İstanbul ve İzmir İlleri için Deniz Seviyesi Yükselmesi ve Olası Etkileri" raporu, iklim değişikliğinin İstanbul ve İzmir'de yaratabileceği büyük tehdidi ortaya koydu. Rapor, deniz seviyesinin yükselmesinin, özellikle İstanbul'da kıyı bölgelerinde yer alan konaklar, saraylar, tarihi ve dini yapılar ile İzmir'de körfez ve tatil beldeleri için ciddi bir risk oluşturduğunu gösteriyor.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) en olumsuz senaryosuna dayanan rapor, yüzyılın ortasında küresel olarak deniz seviyesinin yaklaşık 0,5 metre, yüzyılın sonunda ise yaklaşık 1 metre yükseleceği öngörüsünü dikkate alıyor. Raporda, İstanbul ve İzmir'in yoğun nüfus, sosyoekonomik gelişmişlik ve ticari faaliyetlerin merkezi olmaları nedeniyle, iklim değişikliğinin yol açabileceği deniz seviyesi değişikliklerinin şehirlerin kültürel mirasları, toplumsal yaşam alanları ve doğal alanlar için büyük tehlikeler oluşturabileceği vurgulanıyor.

Küresel Denge Derneği Başkanı Dr. Nuran Talu, Prof. Dr. Nüzhet Dalfes ve Prof. Dr. Sedat Avcı'nın da katıldığı basın toplantısında raporun ayrıntıları açıklandı. İklim değişikliği sebebiyle buzulların erimesi ve buna bağlı deniz seviyesinin yükselmesinin, İstanbul ve İzmir gibi kıyı kentlerinde yaşayanları ciddi şekilde etkileyebileceğine dikkat çekildi. Bu rapor, iklim değişikliğinin yerel düzeydeki etkilerini anlamak ve önlem almak adına önemli bir adım olarak karşımıza çıkıyor.

İstanbul Boğazı ve İzmir Körfezi Tehlikede Mi? : Deniz Seviyesi Yükselmesi Raporu Uyarıyor

Küresel Denge Derneği'nin son raporu, İstanbul ve İzmir'in deniz seviyesi yükselmesinin gölgesinde yaşayabileceği korkunç bir senaryoyu masaya yatırıyor. Bu rapor, iklim değişikliğinin iki büyük Türk şehri üzerindeki olası yıkıcı etkilerini resmetmekle kalmıyor, aynı zamanda bu olumsuzlukları nasıl en aza indirgeme yolunda adımlar atılması gerektiğini de gösteriyor.

İklim krizi, dünya genelinde deniz seviyelerinin yükselmesine neden oluyor ve İstanbul ile İzmir gibi kıyı bölgeleri, bu durumun başında geliyor. Rapor, deniz seviyesinin yükselmesinin özellikle İstanbul'un tarihi ve kültürel zenginliklerine ciddi zarar verebileceğini vurguluyor. Saraylar, konaklar ve dini yapılar su altında kalabilir, bu da şehrin tarihi mirasını tehdit ediyor.

İzmir, körfezi ve tatil beldeleriyle ünlüdür, ancak deniz seviyesinin yükselmesi, bu güzel bölgeleri tehlikeli sular altında bırakabilir. Raporda, İstanbul ve İzmir gibi büyük nüfuslu ve ekonomik olarak gelişmiş şehirlerin, iklim değişikliği nedeniyle deniz seviyesi artışlarının yaratacağı tehlikelere karşı savunmasız olduğu belirtiliyor.

Uzmanlar, bu raporu inceleyerek, iklim değişikliği ile mücadelede daha fazla adım atmanın ne kadar acil olduğunu anlamalılar. Aksi halde, bu güzel şehirler ve kültürel mirasları, deniz seviyelerinin yükselmesinin acımasız gerçeği karşısında kaybolabilir.sİstanbul Boğazı ve İzmir Körfezi'nde Büyük Tehlike: Deniz Seviyesi Yükselmesi Alarmı

Küresel Denge Derneği tarafından hazırlanan son rapor, İstanbul Boğazı ve İzmir Körfezi'nin küresel iklim değişikliği tehdidi altında olduğunu acı bir şekilde gözler önüne seriyor. "İstanbul ve İzmir İlleri için Deniz Seviyesi Yükselmesi ve Olası Etkileri" adlı bu çarpıcı rapor, deniz seviyesinin yükselmesinin, özellikle bu bölgelerde bulunan konaklar, saraylar, tarihi ve dini yapılar için büyük bir tehlike oluşturduğuna dikkat çekiyor.

Raporda, İstanbul Boğazı'nın tamamının, özellikle de kıyılardaki önemli yapıların deniz seviyesindeki artıştan ciddi şekilde etkilenebileceği belirtiliyor. Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Küçüksu Kasrı gibi tarihi saraylar ve Şemsi Paşa Camii ile Ortaköy Camii gibi önemli yapıların korunması için daha kalıcı ve kapsamlı önlemler alınması gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, Göksu, Küçüksu ve Kurbağalıdere gibi akarsu yataklarının bir kısmının deniz seviyesi yükselmesi nedeniyle sular altında kalabileceği öngörülüyor.

İstanbul'da deniz seviyesinin yükselmesi durumunda, iskelelerde yenileme çalışmalarının yapılması gerekeceği ve özellikle lodoslu havalarda fırtına kabarmalarına karşı mühendislik tedbirlerinin alınması gerektiği raporun önemli bulguları arasında yer alıyor. Ayrıca, Kadıköy'de deniz seviyesi yükselmesinin metro girişlerini etkileyebileceği ve bu konuda önlem alınması gerektiği vurgulanıyor. Prens Adaları'nda yerleşim bölgelerinin bulunduğu iskele ve kıyı bölgelerinin de etkilenebileceği kaydediliyor.

Raporun yazarlarından Prof. Dr. Nüzhet Dalfes, İstanbul'da Marmara Denizi kıyısındaki ilçelerde 6 milyondan fazla insanın yaşadığını ve özellikle şehrin güney kıyılarının deniz seviyesindeki değişimden daha fazla etkileneceğini açıkladı. Bu bilgiler, şehir yönetimlerinin ve hükümetlerin iklim değişikliğinin etkileri konusunda daha ciddi adımlar atmalarının ne kadar acil olduğunu gösteriyor. İklim değişikliği, artık sadece bir gelecek tehdidi değil, günümüzün acil bir gerçeği haline gelmiş durumda.