Ömer Fethi Gürer'den Paylaşım Rekoru Kıran Taşeron Çıkışı (KİT'ler, TYP ve Daha Fazlası)
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu'nda taşeron kadro sürecinde yaşanan ve devam ettiği belirtilen mağduriyetlere, TYP konusuna ve ücretlere ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu'nda taşeron kadro sürecinde mağdur olan binlerce vatandaşın sorununu gündeme getirdi. Ohal döneminde KHK ile gerçekleştirilen uygulamalardan birisinin de taşeron kadro süreci olduğunu hatırlatan Gürer, taşeron kadro düzenlemesiyle sorunların çözülmesi yerine mağduriyetlerin arttığını söyledi.
Gürer, Kamuda kiralık araç şoförlerine kadro verilmediğini hatırlatarak, "Kiralık araç şoförlerine verilmeyen bu kadronun yanında, hastane bilgi işlemcilerine, sosyal tesis çalışanlarına, PTT'de görev yapanlara, Devlet Demiryollarındakilere, Karayollarında çalışanlara ne yazık ki kadro verilmedi. Millî Eğitim Bakanlığında toplum yararına program kapsamında işe alınanlar da kadrodan mahkûm kaldı. Bu düzenleme kapsamında 4 Aralık tarihinin neden ve niçin ortaya çıktığını kimse bilemiyor ama 4 Aralıkta "jokerler" diye sosyal medyada da kendilerini tanımlayanlar yani 4 Aralık öncesinde herhangi bir kuruluşta taşeron işçiyken o süreçte izinli, raporlu ya da ihalesi sona erdiği için yıllarca taşeronda çalışmış arkadaşlar kadroya giremediler ama 4 Aralığa iki gün kala işe alınanlar kadro aldı. Bunun yanında, 4 Aralık sonrası taşeron uygulaması devam etti. Şu anda KİT'lerde gereken düzenleme hâlâ sağlanmadığı gibi, Millî Eğitim Bakanlığında, Ulaştırma Bakanlığında, Orman Bakanlığında, Sağlık Bakanlığında hakkı, talebi karşılanmadığı için mağdur olan işçi kardeşlerimiz var." dedi.
Gürer, daha sonra konuşmasına şu şekilde devam etti:
Taşerondaki amaç, kamuda taşeronun ortadan kaldırılmasıydı. Bu konuda Adalet ve Kalkınma Partisi iki seçim öncesi verdiği sözü ne yazık ki yerine getirmemiş oldu. Hâlihazırda kamuda taşeron devam ediyor. Bu kapsamda, kadroya geçemeyen arkadaşlarımızın da hak mücadelesi devam ediyor. Düşünebiliyor musunuz? Bakanların altındaki Audi araba yüzünden kiralık makam şoförü kadro alamıyor. Neden? İhale kapsamında -yüzde 70'e- hizmet ihalesine tabi olduğu için kadrodan mahrum. Bu, kabul edilebilir durum mu?
Keza, bugün Mecliste çalışan arkadaşlarımızın da sosyal haklarının, özlük durumlarının iyileştirilmesiyle ilgili biraz evvel Bütçe Komisyonunda da ilgili başkan vekilimize söyledim. Burada dahi yani bizlere hizmet eden, bizlerle bir arada çalışan arkadaşlar arasında dahi hak kayıpları var. Bunlar emekçiler için doğru uygulamalar değil.
Bakınız, 1.603 lirayla çalışmak zorunda olan bir işçinin elektrik, su, doğal gaz gibi giderleri üçte 1'ini karşılıyor maaşının. Bunun yiyeceğini, giyeceğini, çocuğunun masrafını değerlendirdiğinizde bu ücretlerle nasıl geçindiğini anlayabilmek de mümkün değil ama bundan dahi mahrum olanlar var. İşe girdiriyorsunuz belediyede, il özel idarede ve bir karar alıyorsunuz, diyorsunuz ki: "Beş ay yirmi dokuz gün çalıştırılanlar amirinin onayıyla dokuz ay yirmi dokuz gün çalıştırılacak." Ama belediye ile il özel idareyi bu kapsama almıyorsunuz. Beş ay yirmi dokuz gün çalışan arkadaş geliyor "Ne olur vekilim, dört ay daha çalışayım." diyor. Kadro dahi istemiyor; ekmek istiyor, aş istiyor. Evdeki çocuğunun durumunu gelip dert olarak bize anlatıyor, bizim yüreğimiz cız ediyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli kardeşlerim, milletvekili olarak bizlerin sorumluluğu bu yapılan yanlışları düzeltmektir. Taşeronla ilgili kanun teklifi verdim. Bu yaşanan mağduriyetlerin tümünün ortadan kaldırılması… Kiralık araçları kullanan şoför kardeşlerimizin, hastanedeki bilgi işlemcilerin, hastanede röntgen ve diğer birimlerde çalışanların, ayrıca kadroya geçtikleri hâlde 2019 yılı toplu sözleşmesinde haklarını alamayıp 2020 yılına kadar mevcut koşullarda çalışmak zorunda bırakılanların hepsinin sorunlarını gelin birlikte çözelim. Umarım, dilerim,onlar için verdiğimiz kanun teklifleri Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilerek bu KHK'yle yapılmış yanlış düzenleme düzeltilir; böylece de emekçilerin hak ettiği haklarını vermiş oluruz diyorum, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.