Çayın Fiyatı Fırladı! Türkiye'nin Enflasyon Gerçeği Ortaya Döküldü!

Çayın Fiyatı Fırladı! Türkiye'nin Enflasyon Gerçeği Ortaya Döküldü!

Çayın Fiyatı Fırladı! Türkiye'nin Enflasyon Gerçeği Ortaya Döküldü!

Çay fiyatlarının ikiye katlanması, enflasyon gerçeğini iyice gözler önüne serdi. Türkiye'de çaya %100 zam yapılması, aslında halkın gerçek enflasyon sıkıntısını açıkça gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamları ile vatandaşların karşılaştığı enflasyon arasında büyük bir uçurum var. Bu durum, ailelerin harcamalarını artırırken aynı zamanda alım güçlerini düşürüyor.

TÜİK'in açıkladığı %58'lik enflasyon oranı, yaşanan gerçek enflasyonun yüzeyini sadece çiziyor. Örneğin, çayın fiyatı son 100 günde %100 arttı ve bir paket çay artık 100 TL'ye satılıyor. Türk halkı için vazgeçilmez bir içeceğe yapılan bu zammın yanı sıra, devlete ait ürünler ve hizmetler de yıl başından beri %250 ile %300 arasında artış gösterdi. Elektrik, doğalgaz, su, ekmek, et, süt, peynir, yumurta gibi temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları da sürekli yükseldi. Ulaşım maliyetleri de artış gösterdi ve benzin ile mazot fiyatları 42 TL'ye kadar çıktı, bu da araç sahipleri için büyük bir endişe kaynağı haline geldi.

Bu tüm bu zamlar karşısında TÜİK'in açıkladığı %58'lik enflasyon oranının gerçekçi olmadığı açıkça görülüyor. Halk, gerçek enflasyonun çok daha yüksek olduğunu biliyor ve devletin maaşlara yaptığı enflasyon farkı zamları yetersiz kalıyor. Her geçen gün, halkın alım gücü biraz daha azalıyor.

cay.jpg

Devletin büyüme hedefleri ise gerçekçi değil. Devlet, enflasyonla mücadele yerine büyüme rakamlarını öne çıkarıyor. Ancak Türkiye'deki büyüme büyük ölçüde hane halkı harcamalarına dayanıyor. Hane halkı harcamaları, ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının yaklaşık %60'ını oluşturuyor. Bu harcamalar, halkın alım gücünün azalmasına rağmen artmaya devam ediyor, ve birçoğu borçlanarak bu harcamaları finanse ediyor.

Kredi kartı borçları ve krediler artıyor, bu da demek oluyor ki, halk gelecekteki gelirlerini bugünden tüketiyor. Bu tür bir büyümenin sürdürülebilir olmadığı aşikar; aksine, hane halklarının borç yükünü artırarak daha fazla fakirleşmelerine yol açıyor.

Devletin yapması gereken şey, enflasyonu kontrol altına almak ve hane halklarının alım gücünü artırmak için somut adımlar atmaktır. Faiz oranlarını yükseltmek, konut piyasasını denetlemek ve arzı artırarak fiyatları düşürmek gibi önlemler alınması gerekiyor.

Ancak devlet, bunun yerine tam tersini yapıyor. Devlete ait kuruluşlar, konut fiyatlarını piyasanın üzerinde belirliyor ve fiyatları yukarıya çekiyorlar. İnşaat maliyetleri de arttığı için inşaatçılar da fiyatlarını yükseltiyorlar, bu da konut piyasasında bir balon oluşmasına neden oluyor.