Her atama döneminde tekrarlanan bir sorun, öğretmenleri yeniden mağdur ediyor. Ağustos ayı itibarıyla il ve ilçe değişikliği yaşayan öğretmenler, banka promosyonu anlaşmaları nedeniyle on binlerce liralık bir mali yükle karşı karşıya kalıyor.

Peki, öğretmenleri en çok paraya ihtiyaç duydukları bu taşınma sürecinde zora sokan bu sistem nasıl işliyor? Sorunun temelinde, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin bankalarla yaptığı promosyon anlaşmalarında yer alan tartışmalı bir madde yatıyor. Bankalar, daha yüksek promosyon teklifi sunarak ihaleyi kazanmak için "tayin durumunda promosyon iade edilir" şartını sözleşmelere ekletiyor.

Bu durum, tayini çıkan bir öğretmenin yeni görev yerine başlayabilmesini neredeyse imkansız hale getiriyor. İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri, öğretmenlerden ilişik kesme işlemi sırasında promosyon ücretini iade ettiklerine dair banka dekontu talep ediyor. Bu dekontu sunamayan öğretmenin ise ilişik kesme işlemi yapılmıyor.

Eğitim camiası ve sendikalar, zaten rekor kârlar açıklayan bankaların, öğretmenlerin aldığı cüzi promosyon ücretlerinin peşine düşmesini ve bu tür anlaşmalara izin verilmesini eleştiriyor. Öğretmenlerin tam da taşınma, ev kurma gibi masraflarla boğuştuğu bir dönemde bu paranın talep edilmesi, büyük bir mağduriyete yol açıyor.

Yetkililerin "Öğretmenler yeni görev yerlerinde tekrar promosyon alacak" veya "Yolluk ödemesi yapılacak" gibi savunmaları ise sorunu çözmüyor. Çünkü bu ödemelerin hesaba geçmesi aylar sürebiliyor ve öğretmenlerin acil nakit ihtiyacını karşılamıyor. Üstelik bir öğretmenin yeni okulunun promosyonundan faydalanması için eskisini iade etmesi gibi bir yasal zorunluluk da bulunmuyor.

Çözüm önerisi ise net: Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) bu duruma el atması. Diğer bakanlıklarda olduğu gibi, MEB'in de promosyon ihalelerini merkezi olarak tek elden yürütmesi, sahadaki bu hak kaybının ve usulsüzlüğün önüne geçmek için en etkili yol olarak görülüyor.