Sık sık içenler böbrek hastası oluyor! İçmeden önce iki kez düşünün

Böbreklerimizin sağlığı, genel vücut sağlığımız için hayati önem taşır. Farkında olmadan günlük hayatımızda yaptığımız bazı şeyler, böbreklerimizin işlevselliğini tehlikeye atabilir. Peki, böbreklerimize zarar verebilecek bu unsurlar hangileridir?

Türkiye'de, Türk Nefroloji Derneği'nin istatistiklerine göre, böbrek hastalıkları nedeniyle takip edilen hasta sayısı 74.475'i buluyor. Ayrıca, 22.000 kişi böbrek nakli için sıra bekliyor. Antalya'da düzenlenen 34. Ulusal Nefroloji Kongresi'nde, derneğin Genel Sekreteri Prof. Dr. Siren Sezer'in belirttiğine göre, mevcut böbrek nakli sayıları, bu yüksek bekleme listesini azaltmak için yetersiz kalıyor. Böbrek nakli konusundaki bu eksikliğin ve talebi karşılayamamanın temel sebebi, kadavra bağışlarının düşük olması olarak gösteriliyor.

Böbrek yetmezliği ortaya çıktığında, hasta için zorlu bir tedavi yolculuğu başlar. İlaç tedavileri, diyaliz seansları ve operasyonlar arasında, ancak şanslı bir azınlık uygun bir donör bulabiliyor. Bu yüzden, sağlığımız yerindeyken böbreklerimizin değerini anlamak ve onlara zarar verebilecek alışkanlıklardan uzak durmak hayati önem taşır. Prof. Dr. Siren Sezer'in paylaştığı bilgilere göre, böbrek hasarı ve yetmezliğe yol açan başlıca sebepler aşağıdaki gibidir:

Böbrek Sağlığını Tehdit Eden Başlıca Risk Faktörleri

Diyabet, vücudun insülin üretimindeki yetersizlik veya insülini doğru kullanamama durumları sonucu gelişen bir hastalıktır. İnsülin, kan şekerini (glukoz) düzenleyen hayati bir hormondur ve vücut fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde devam etmesi için gereklidir.

Bu hormon, kanınızdaki glukozu hücrelerinize taşıyarak enerji üretimini sağlar. Ancak insülin eksikliğinde, hücreler yeterince enerji alamaz ve kan şekeriniz yükselir. Uzun vadede bu durum, böbrek hastalıkları, kalp rahatsızlıkları, yüksek kan basıncı, felç, göz problemleri ve ayak komplikasyonları gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Hipertansiyon, böbreklerin su ve tuz dengesini düzenleme kapasitesinin azalmasıyla ilişkilendirilen bir durumdur ve bu hastalıkla mücadele eden kişilerin büyük çoğunluğunda görülür. Bu rahatsızlık, damar sistemi üzerinde olumsuz etkiler yaratır ve özellikle kalp ile beyin gibi hayati organlarda ciddi hasarlara yol açabilir. Böbreklerdeki glomerüller adı verilen mikroskobik damar yapılarında meydana gelen basınç artışı, 'Hipertansif Böbrek Hastalığı'na ve sonuçta böbrek yetmezliğine sebep olabilir.

Damar Sertliği ise, arterlerdeki kapakçıkların hasar görmesiyle başlar ve bu durumun belirtileri, etkilenen bölgeye göre değişiklik gösterir. Kalp damarlarında meydana gelen sertleşme, kalbin pompalama işlevini bozarak ritim problemlerine neden olabilir. Damar sertliğinin ilerlemesi, vücutta morluklar ve göğüs ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterebilir.


Aşırı Tuz Tüketimi

Böbreklerimiz, vücudumuzun tuz dengesini sağlamakla yükümlüdür. Tüketilen tuzun büyük bir kısmı böbrekler tarafından yeniden emilir. Ancak, aşırı tuz alımı, böbreklerin bu dengeyi koruma görevini zorlaştırır ve sonucunda kan basıncında yükselme ile birlikte böbrek fonksiyonlarının bozulmasına yol açabilir.

Obezite ve Düzensiz Beslenme

Sağlıklı böbrekler, vücudumuzun atık maddelerini filtreleyen hayati organlardır. Obezite oranlarının artmasıyla birlikte, böbrek sağlığımız daha fazla risk altına girmektedir. Dünya genelinde her on kişiden biri kronik böbrek hastalığı ile mücadele etmektedir ve obez bireylerde bu hastalığın gelişme riski, normal kilodaki bireylere göre %83 daha yüksektir.

Yetersiz ve Düzensiz Su Tüketimi

Su, vücudumuzun temel ihtiyaçlarından biridir ve yeterince tüketilmediğinde böbrek taşlarının oluşumunu tetikleyebilir. Günde en az 2 litre su içmek, böbrek taşlarının oluşum riskini azaltır. Yeterli su tüketmemek, az idrar çıkışına ve böylece vücuttaki zararlı maddelerin birikmesine, bu da böbrek taşlarının oluşumuna neden olabilir.

Bitkisel Ürünlerin Aşırı ve Yanlış Kullanımı

Son dönemlerde, hem globalde hem de ülkemizde bitkisel ürünlerin kullanımı artış göstermiştir. Bu artışla birlikte, bitkisel ürünlerin pazarı da genişlemekte ve doğal çözüm olarak sunulan bu ürünler, hastalar için oldukça çekici hale gelmektedir. Ancak, bu ürünlerin zararsız olduğu yönündeki yaygın inanış yanıltıcı olabilir.

Böbrek hastalıkları söz konusu olduğunda, bitkisel ürünlerin etkileri iki kategori altında incelenebilir: doğrudan böbrek üzerindeki etkiler ve kan basıncı üzerindeki etkiler. Bitkisel ürünler, çeşitli yollarla böbrek sağlığını ve kan basıncını etkileyebilir ve bu da aşağıdaki sorunlara yol açabilir


Mevcut Tedaviyle Uyuşmazlık

Bitkisel ürünler, mevcut tedavi planlarına müdahale ederek tedavinin etkinliğini azaltabilir.

  •   İlaç Etkileşimleri: Bazı bitkisel ürünler, alınan ilaçlarla etkileşime girerek istenmeyen yan etkilere neden olabilir.
  •   Böbrek Hasarı: Yanlış kullanılan bitkisel ürünler, böbreklere zarar verebilir, böbrek taşlarına veya idrar yollarında tümör oluşumuna katkıda bulunabilir.
  •   Kan Basıncında Artış: Bitkisel ürünler, kan basıncını yükselterek hipertansiyon tedavisine direnç oluşturabilir.
  •   Elektrolit Dengesizlikleri: Tuz ve diğer elektrolitlerin dengesizliği, vücut fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir.

Ağrı Kesicilerin Aşırı Kullanımı

Nefroloji alanında uzman Dr. Serkan Yıldız'a göre, steroid içermeyen anti-inflamatuar ilaçlar, özellikle romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanıldığında risk taşıyabilir. Mantar ve virüs enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılan bazı antibiyotikler ve ağır metaller de böbreklere zarar verebilir. Böbrekler, atık maddelerin vücuttan atılmasının yanı sıra kan basıncının düzenlenmesinde de kritik rol oynar, bu nedenle onların sağlığını korumak esastır.

Sigara Kullanımının Zararları

Sigara, genel sağlık üzerindeki zararlı etkileriyle tanınır ve bu zararlar özellikle kardiyovasküler ve solunum sistemlerini etkiler. Kalp hastalıkları, kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve akciğer kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, sigaranın böbrekler üzerinde de karsinojenik etkileri olduğu ve böbrek hastalarında fonksiyon kaybını hızlandırabileceği bilinmektedir.

Sağlık Haberleri