Yargıtay'ın gündemini oluşturan olay Eskişehir'de yaşandı. Buna göre özel bir bankanın Eskişehir şubesinde hesabı bulunan davacı adına bankanın Hatay İskenderun şubesinde bir hesap açıldı. Davacının bilgisi olmadan Eskişehir'den İskenderun şubesine para transferi yapıldı, oradan da bir başka ildeki şubeden çekim işlemi gerçekleştirildi.
Davacı, kendisinin talimatı ya da bilgisi haricinde gerçekleştirilen işlem ile alakalı bildirim yapılmadığını, bankanın kusurlu bir şekilde davrandığını, özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini dile getirdi ve internet bankacılığı nedeniyle uğramış olduğu zararın faizi ile beraber kendisine iade edilmesini istedi.
Banka, havale işlemi esnasında davacının telefon ile aranarak sorulan bütün sorulara doğru cevap verdiğini, ilk havale işleminin yapıldığını ve 2. ödenme sırasında ise imza tevdii alınamadığı gerekçesiyle işlemin gerçekleştirilmediğini açıklayarak, bilgi işlem sistemlerinin her gün öyle güvenli olduğunu, BDDK tarafından düzenli bir şekilde denetlendiklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etti. Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin baktığı dava, bankanın kusuru olmadığına ve davanın reddine karar verdi.
Bu karara itiraz yapılınca Yargıtay, yerel mahkemenin kararını bozdu. Daire, usulsüz işlem ile çekim işlemi gerçekleştirilen paranın aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde bulunduğunu, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağının ise devam ettiğini açıkladı.
Yargıtay dairesi, etkili bir güvenlik önlemi geliştiremeyen bankaların müşterilerinin mevduatlarından sorumlu olduğuna hükmetti.